Yıllardır bu alanda faaliyet gösteren Amazon, son dönemlerde dikkat çekici bir başarı elde ederek sinema tutkunlarına etkileyici yapımlar sunmayı başarmaktadır.
Son zamanlarda, Amazon'un sunduğu çeşitli projeler, izleyicilerin beğenisini kazanarak sektördeki yerini güçlendirmiştir. Bu durum, platformun içerik üretimindeki kalitesini ve çeşitliliğini gözler önüne sermektedir.
Uzun yıllardır sinemaseverlerin karşısına çeşitli yapımlarla çıkan Amazon, elbette her filminde başarıyı yakalayamamıştır. Ancak, binlerce film sunan bu platformda, başarısız yapımların yanı sıra yüzlerce başarılı film de bulunmaktadır. Aksiyon, animasyon ve komedi türlerinde birçok esere ev sahipliği yapan Amazon, pek çok sinemaseverin keyifle izlediği ve tekrar tekrar izlemekten hoşlandığı yapımları barındırmaktadır. Bu nedenle, siz değerli ziyaretçilerimiz için tüm zamanların en iyi Amazon filmlerini derledik. Her biri kaliteli ve sürükleyici olan bu filmler, kesinlikle izleyicilerimizin beğenisini kazanacak yapımlar arasında yer almaktadır. İşte tüm zamanların en iyi Amazon filmleri…
Joe, iş hayatı boyunca birçok şiddet olayıyla yüzleşmiş bir adamdır. Emekli olduktan sonra, hayatını son derece önemli bir amaca adama kararı almıştır. Artık, hayat kadınlığı yapmaları için kaçırılan genç kızları kurtarmayı kendine görev edinmiştir. Bir gün, Joe yeni bir görev alır; yozlaşmış bir New York senatörünün kızını kurtarması istenir. Ancak Joe, kısa süre içinde kendisini büyük bir komplonun tam ortasında bulacağının farkında değildir.
Joe’nun az sayıda meslektaşı, birer birer öldürülmeye başlanınca, durumun ciddiyetini anlamaya başlar. Sıra kendisine geldiğini hisseden Joe, hayatta kalmak için mücadele vermek zorunda kalacaktır. Bu süreçte, hem geçmişteki deneyimlerini hem de yeni edindiği bilgileri kullanarak, kendisini korumak ve kurtarma görevini başarıyla tamamlamak için elinden geleni yapacaktır.
Emma Woodhouse, genç ve zengin bir kadın olarak hayatından son derece memnundur. Bekar olmanın getirdiği özgürlükle dolup taşan Emma, zeki bir birey olarak her şeyi kendi başına yapabileceğine inanmakta ve kimsenin aşkına ihtiyaç duymadığını düşünmektedir. Ancak, kendi mutluluğunun yanı sıra, başkalarına eş bulma konusunda büyük bir zevk alması, onun için hayatının en keyifli uğraşı haline gelmiştir. Bir gün, dostu Bay Knightley’in tüm uyarılarına rağmen, Harriet Smith için bir eş ayarlamaya çalışırken, Emma kendisini beklenmedik olayların ortasında bulacaktır.
Emma’nın bu aşk macerası, karmaşık bir hal alarak, onun hayatında yeni bir dönemin başlangıcını simgeler. Planlarının açığa çıkmasıyla birlikte, Emma, hem kendi duygusal durumunu hem de başkalarının ilişkilerini sorgulamaya başlayacaktır. Bu süreçte, Emma’nın aşk hayatı, karmaşık ve beklenmedik gelişmelerle dolup taşacak, onu daha önce hiç deneyimlemediği bir yolculuğa çıkaracaktır.
Küçük bir kasabada şerif olarak görev yapan John Marshall, yalnızca yerel meselelerle ilgilenmekle kalmıyor. Aynı zamanda ergenlik dönemine girmiş asi kızıyla da başa çıkmaya çalışıyor. Bunun yanı sıra, amansız bir hastalığa yakalanmış olan babasına da bakmak zorunda. Tüm bu zorlukların üstüne, bir dolunay gecesi kasabada meydana gelen gizemli cinayetler, John’un hayatını daha da karmaşık hale getirecek.
Cinayet soruşturması ilerledikçe, John yeni ipuçlarıyla karşılaşacak ve bu acımasız eylemlerin bir insan tarafından gerçekleştirilmiş olmasının imkansız olduğunu anlamaya başlayacak. Bu durum, onu kurt adamların varlığı hakkında derin bir sorgulamaya itecektir. John, hem ailesinin sorunlarıyla hem de kasabanın karanlık sırlarıyla yüzleşmek zorunda kalacak.
1960'lı yıllarda gerçekleşen önemli olayları ele alan bu yapım, tarihin en etkili siyahi figürlerinden biri olan Muhammad Ali ile birlikte Jim Brown, Sam Cooke ve Malcolm X'in yaşadığı deneyimleri kurgusal bir dille izleyicilere sunuyor. Sivil haklar mücadelesine kendini adamış bu dört önemli isim, dönemin kültürel dönüşümünü tartışmak üzere bir araya gelirler. Ancak, tarih boyunca insanlık için önemli izler bırakan bu figürlerin gece boyunca ele alacakları konular bununla sınırlı kalmayacaktır. Tüm zamanların en büyük boksörlerinden biri olarak kabul edilen Ali, o gece son zaferini kutlamaya hazırlanır.
Uzak bir gelecekte, insanlık hayatta kalma mücadelesi vermektedir. Bir süre önce dünya, su altında kalmış ve yaşam koşulları geçmişe göre oldukça zorlaşmıştır. Bu zorlu ortamda, insanlık hayatta kalabilmek için gelişmiş teknolojilerle donatılmış yapay zekalı robotlar üretmeye başlamıştır. İlk olarak piyasaya sürülen robot, David adını taşımaktadır. David, sıradan bir robot olmanın ötesinde, insan gibi duygulara sahip ve sevgi beslemeye programlanmış bir varlıktır.
David, çocuğu olmayan bir aile tarafından sahiplenildiğinde, hayatında beklenmedik olaylar silsilesi başlayacaktır. Aile, David’in sunduğu duygusal bağ ve destekle yeni bir yaşam kurmayı umarken, robotun varlığı, hem onların hem de David’in hayatında önemli değişikliklere yol açacaktır. David’in insanlarla kurduğu ilişkiler, onun programlandığı duygusal kapasitenin ötesine geçerek, karmaşık bir hikayenin başlangıcını oluşturacaktır.
Bir süre boyunca FBI’ın eğitim biriminde görev alan genç kadın Clarice Starling, bir gün büyük bir heyecanla üstleneceği bir görevi beklemektedir. Dışarıda dolaşan bir seri katili yakalamak amacıyla, yüksek güvenlikli bir akıl hastanesinde tutulan Hannibal Lecter isimli yamyam katilden bilgi almak için hastaneye giden Clarice, bu görüşmenin sonuçlarının ne olabileceğini henüz kestiremiyordur. Hannibal ile görüşmeyi başarsa da, zamanla Clarice, bu yamyam katilin kaçmasına sebep olacağını fark etmez.
Serbest kalan iki seri katilin peşine düşen Clarice, bu süreçte son derece tehlikeli durumlarla karşılaşacaktır. Her adımında, karşısına çıkan zorluklar ve tehlikeler, onun cesaretini ve kararlılığını test edecektir. Clarice, bu zorlu mücadelede hem kendi içsel çatışmalarıyla yüzleşecek hem de dışarıdaki tehlikeleri bertaraf etmek için elinden geleni yapacaktır.
Jordan Belfort, genç yaşında, sadece 24 yaşında olmasına rağmen son derece zeki bir bireydir. Borsa ile olan ilgisi ve doğal yetenekleri sayesinde, bir gün Wall Street’in önde gelen borsa şirketlerinden biri olan Stratton Oakmont’un CEO’su olmayı başarır. CEO olarak göreve başladıktan sonra, kısa bir süre içinde büyük bir yükseliş yakalayarak, "para avcısı" tanımının tam anlamıyla karşılığını bulur. Zenginlik peşinde koşarken, kendine özgü stratejileri ile dikkat çeken Belfort, başarılı sonuçlar elde etse de, bu yükselişinin ardından kaçınılmaz bir düşüş sürecine girecektir.
Lee, hayatını bir apartman görevlisi olarak sürdüren yalnız bir adamdır. Bir gün, beklenmedik bir haber alır: Ağabeyi aniden vefat etmiştir. Bu trajik olayın ardından, Lee, 16 yaşındaki yeğeni Patrick’e bakmaya karar verir. Kendi başına bile hayata tutunmakta zorlanan Lee, bu yeni sorumluluğu üstlenerek yeğeniyle birlikte zorlukların üstesinden gelmeye çalışacaktır.
Lee, bu süreçte eski eşi Randi ile olan ayrılığını ve ailesinin dağılmasının getirdiği acıları yeniden yüzleşmek zorunda kalır. Yeğeniyle birlikte geçireceği zaman, ona hem zor anlar yaşatacak hem de geçmişle hesaplaşma fırsatı sunacaktır. Lee, Patrick ile birlikte bu zorlu yolculukta birbirlerine destek olmayı öğrenirken, hayatın getirdiği zorluklarla başa çıkmayı da öğrenecektir.
Kumail, Pakistan kökenli bir aileden gelmektedir ve ailesinin inançları doğrultusunda oğullarını geleneksel İslami usullere göre evlendirmek istemektedir. Aile, oğullarının eş adayının da kendi inançlarına bağlı birisi olmasını arzulamaktadır. Ancak zamanla Kumail, aşkın bu tür geleneklerle sınırlı olmadığını fark edecektir. Zira Kumail, Amerikalı bir çiftin kızı olan Emily’ye aşık olmuştur. Emily’nin ebeveynleri, Kumail’in kültürel geleneklerine biraz mesafeli yaklaşmaktadır.
Bir gün, Emily’nin ciddi bir hastalığa yakalandığı haberi, her şeyi altüst edecektir. Bu durum, Kumail’i iki aileyi bir araya getirme zorunluluğuyla karşı karşıya bırakır. Artık Kumail, hem kendi ailesinin hem de Emily’nin ailesinin birbirini anlamasını ve yakınlaşmasını sağlamak için çaba göstermek zorundadır.