Sıradışı Filmler Listesi

Katrina Kasırgası New Orleans'ı etkisi altına alırken, yaşlı Daisy Williams hastanede son günlerini yaşamaktadır. Yanında kızı Caroline bulunmaktadır. Daisy, Caroline'dan Benjamin Button'ın günlüğünü yüksek sesle okumasını talep eder. Bu günlük, Benjamin'in olağanüstü yaşam hikayesini anlatmaktadır; Benjamin doğduğunda yaşlanma hastalığına yakalanmış ve hayatta kalma ihtimali oldukça düşük görünmektedir. Ancak Benjamin, beklenmedik bir şekilde hayatta kalır ve zamanla gençleşmeye başlar. Biyolojik annesi doğum sırasında hayatını kaybeder ve babası Thomas Button tarafından terk edilir. Benjamin, bir yaşlılar evinde çalışan siyahi kadın Queenie tarafından büyütülür. Daisy'nin büyükannesi de aynı yaşlılar evinde kalmakta ve Benjamin ile tanışma fırsatı bulmuştur.

Çekingen bir karakter olan Joel Barish, hayatının aşkı Clementine'ın kendisini hafızasından sildirdiğini öğrendiğinde büyük bir şok yaşar. Derin bir üzüntü ve öfke içinde kıvranan Joel, Clementine'a karşı bir tür intikam almak amacıyla aynı yöntemi kullanmaya karar verir ve kendini acısız ama karmaşık bir tıbbi prosedüre kaptırır. Ancak Joel, karanlığın aslında ışığın ayrılmaz bir parçası olduğunu henüz kavrayamamıştır. Clementine’in bir zamanlar çok sevdiği anılar silinmeye başlarken, Joel'in içsel dünyasında bu süreçten kurtulmanın gerekliliği konusunda tereddütler belirmeye başlar. Kaybolan hatıralar ve boşluğa dönüşen anılar arasında gidip gelirken, cehaletin mutluluk getirdiği fikri üzerine derin bir sorgulama sürecine girer. Mr. Nobody, bir muhabire hayat hikayesini anlatırken zamanın ve yaşın belirsizliğine dair karmaşık bir bulmacanın içine dalar. Bazen kendisini 34 yaşında hissederken, bazen de 100 yaşını çoktan geçmiş bir yaşlı olarak algılar. Ancak gerçek yaşını anlamaya çalıştıkça, bu karışıklık daha da derinleşir. Nemo'nun hayatı, seçeneklerin ve alternatiflerin iç içe geçtiği bir labirent gibi şekillenmektedir. Her yaş dönemi ve her seçim, onun kimliğini ve geçmişini yeniden tanımlamaktadır. Muhabir, Nemo'nun bu karmaşık yaşam öyküsünü çözmeye çalışırken, her şey daha da karmaşık bir hale gelir.

Trevor Reznik, bir fabrikada makinist olarak görev yapmaktadır. Aşırı derecede uykusuzluk çeken Trevor, bir yıl boyunca gözünü kapatmamış ve bu durum vücudunun neredeyse tamamen çökmesine neden olmuştur. Kendisine hatırlatıcı notlar yazmak ve hızla azalan kilosunu takip etmek gibi takıntılı alışkanlıklar geliştirmiştir; bu notlar ve kilo ölçümleri, dairesindeki sarı yapışkanlı kağıtlara yazılmaktadır. Duygusal olarak hayatına giren tek kişi, bir fahişe olan Stevie'dir. Ancak Trevor'un kalbi, bir havaalanı lokantasında garson olarak çalışan bekar anne Maria'ya aittir. İş arkadaşları, Trevor'un yaşamındaki karmaşayı anlamadıkları için onunla ilişki kurmaktan kaçınmakta ve ona güvenmemektedirler. Trevor'un hayatı, uykusuzluğun getirdiği zorluklarla doludur. Gözleri sürekli kan çanağına dönmüş, zihni ise bulanık bir hale gelmiştir. Bu durum, onu hem fiziksel hem de ruhsal olarak yıpratmaktadır. Kendi kendine yazdığı notlar, bir tür hayatta kalma mekanizması haline gelmiş; her bir not, onun için bir hatırlatıcı ve aynı zamanda bir tür kurtuluş umudu olmuştur. Ancak bu takıntılı davranışlar, onu yalnızlığa sürüklemekte ve çevresindekilerle olan bağlarını zayıflatmaktadır. Trevor'un hayatındaki tek gerçek bağlantı, fahişe Stevie ile olan ilişkisi olsa da, bu ilişki derin bir bağdan çok yüzeysel bir etkileşimden ibarettir. Asıl kalp çarpıntısı ise, Maria'ya karşı hissettiği aşktır. Maria, Trevor'un hayal dünyasında bir umut ışığı gibi parlamakta, ancak onun gerçek duygularını ifade etme cesareti bulamaması, aralarındaki mesafeyi açmaktadır. İş arkadaşları, Trevor'un yaşadığı içsel çatışmaları ve zorlukları bilmedikleri için ona karşı mesafeli durmakta ve bu durum, Trevor'un yalnızlığını daha da derinleştirmektedir.

Evan Treborn, çocukluğunda sık sık bir anda bir yerden başka bir yere geçiş yaparak, aradaki zaman dilimini hatırlamadan kaybolmuş hissederdi. Artık üniversiteye adım atan Evan, bu bilinç kayıplarının ardındaki izleri keşfetmek amacıyla eski günlüğünü incelemeye karar verir. Günlüğünü okudukça, kendisini geçmişteki belirli anların içinde bulur. Bu bilinç kayıplarının aslında hayatının ilerleyen dönemlerinde kapatması gereken boşluklar olduğunu anlamaya başlar. Evan, geçmişte yaşanan olumsuz olayları düzeltmeye çalışırken, her seferinde durumun daha da kötüleştiğini gözlemler. Geçmişteki hatalarını telafi etme çabaları, beklediği gibi sonuçlanmaz; aksine, her müdahale her şeyi daha karmaşık ve zor bir hale getirir. Evan, geçmişteki olayları değiştirme isteğiyle hareket ettikçe, hayatının gidişatını daha da zorlaştırdığını fark eder.

Uyku problemleri ve duygusal dalgalanmalar içinde kaybolmuşken, destek gruplarına katılmaya karar verir. Bu gruplardan birinde, hayatını biraz daha yaşanabilir kılan Marla ile tanışır. Marla, hem kendi yansıması hem de bir kaçış yolu olarak ortaya çıkar; ancak onun varlığı, Tyler ile yollarının kesişmesine yol açar. Tyler, onu yeraltı dövüş kulübüne ve radikal bir sabun yapma projesine sürükler. İki adam, aşkı ve gücü arayarak çatışmaya girer ve bu durum, onun hayatını kaotik bir döngüye sokar. Tyler ile olan mücadelesi, her şeyin anlamını sorgulamasına neden olur ve içsel boşluğunu daha da derinleştirir.

Hayatının bir hikaye olduğu gerçeği, herkesin bildiği bir olgudur. Ancak Harold Crick için bu düşünce, bir gerçeklik haline dönüşür. Harold, sıradan bir vergi dairesi çalışanıdır ve günlük yaşamı, monoton, sıkıcı ve tekrarlayıcı bir döngü içinde geçmektedir. Bir gün, kafasında bir yazarın hayatını anlattığını duymaya başlar. Bu anlatıcı, son derece doğru bir şekilde olayları aktarır ve Harold, bu sesi televizyonda gördüğü ünlü bir yazar olarak tanır. Anlatım, Harold’ın ölümünün yaklaştığını açıkça ifade eder ve bu durum, onun hayatının sonunun geldiğini gösterir. Korku içinde, Harold, bu hikayenin sonunu değiştirmek için çaba sarf etmek zorundadır. Kendi kaderini yeniden yazmak ve hayatının yazarına ulaşmak için mücadele eder. Harold, hayatının akışını değiştirmek için elinden geleni yapmaya karar verir. Anlatıcının belirttiği sonu kabul etmek istemeyen Harold, bu durumu tersine çevirmek için çeşitli yollar arar. Kendi hikayesinin kontrolünü eline almak için yazarla iletişim kurmanın yollarını araştırır. Bu süreçte, hayatının anlamını sorgulamaya başlar ve kendi seçimlerinin ne kadar önemli olduğunu fark eder. Harold, sadece bir karakter değil, aynı zamanda kendi hikayesinin kahramanı olma yolunda ilerlemektedir. Bu yolculuk, Harold için sadece bir hayatta kalma mücadelesi değil, aynı zamanda kendini keşfetme sürecidir. Kendi hayatının yazarıyla yüzleşmek, ona sadece ölüm korkusunu aşma fırsatı sunmakla kalmaz, aynı zamanda içsel bir dönüşüm yaşamasına da olanak tanır. Harold, kendi hikayesini yeniden yazmak için cesaret bulurken, aynı zamanda yaşamın sunduğu güzellikleri ve zorlukları da daha derin bir şekilde anlamaya başlar. Bu süreç, onu sadece bir vergi dairesi çalışanı olmaktan çıkarıp, kendi hayatının gerçek anlamını bulma yolculuğuna sürükler.