Küçük Prenseslere Özel Masalsı Animasyon Filmleri

Bir zamanlar cesur bir şövalye olma hayalleri kuran Ruslan, günümüzde bir sanatçı olarak yaşamını sürdürmektedir. Bir gün, göz alıcı güzellikteki prenses Mila ile tanışır ve ona aşık olur. Ancak Ruslan, Mila’nın aslında bir kralın kızı olduğunu henüz bilmemektedir. İkili, birbirlerine duydukları aşk sayesinde mutlu bir yaşam sürmeye başlarlar; fakat bu mutluluk, çok geçmeden sona erecektir. Zira kötü niyetli bir büyücü olan Chernomor, kara büyü kullanarak Mila’yı kaçırmıştır. Şimdi Ruslan, gerçek aşkı için her türlü fedakarlığı göze alarak prensesi kurtarmak için yola çıkmaya hazırdır.

Neverland adasında yer alan büyülü bir diyar olan Pixie Hollow’da doğan Tinker Bell, şimdiye dek Pixie Hollow’un kraliçesi Clarion’a sadık bir peri olarak yaşamıştır. Ancak, diğer perilere, özellikle de kız kardeşleri Iridessa, Silvermist, Rosetta ve Fawn’a göre daha asi bir karaktere sahip olan Tinker Bell’in en büyük hayali, bir gün Neverland’ı geride bırakarak anakaraya uçmaktır. Bu efsanevi yolculuğu için kız kardeşlerini de ikna eden Tinker Bell, baharın yaklaşmasıyla birlikte hayalini gerçekleştirme fırsatını bulabilecek mi? Tinker Bell, Pixie Hollow’un büyülü atmosferinde, özgürlüğü ve macerayı arzulayan bir peri olarak dikkat çekiyor. Kız kardeşleriyle olan ilişkisi, onun asi ruhunu dengelemeye çalışırken, aynı zamanda hayallerinin peşinden koşma kararlılığını da artırıyor. Baharın gelmesiyle birlikte, Tinker Bell’in hayalini gerçekleştirmek için gereken cesareti bulup bulamayacağı merak konusu. Bu süreçte, hem kendi içsel çatışmalarıyla yüzleşecek hem de kardeşleriyle olan bağlarını yeniden değerlendirecektir.

1900’lerin başlarında, Paris’te yaşayan genç bir adam olan Raoul, gündüzleri sıradan bir kuryelik yaparken, geceleri büyük bir buluş gerçekleştirme hayalleri peşinde koşan bir bilim insanına dönüşmektedir. Bir gün, yakın arkadaşı Emilie ile birlikte bir deney gerçekleştiren Raoul, serada yaptıkları çalışmada beklenmedik bir karmaşa ile karşılaşır. Bu karmaşa sonucunda, deney sırasında ortaya çıkan bir sineğin olağanüstü bir şekilde büyüdüğüne tanıklık eder. Artık Paris’in sokaklarında özgürce dolaşan bu dev sinek, kötü niyetli bir adamın dikkatini çeker. Şehrin güvenliği tehlikeye girdiğinde, Raoul’un bu durumu düzeltmek ve şehri kurtarmak için harekete geçmesi gerekecektir. Tüm bu olayların başlangıcında yer alan Raoul, hem kendi hayallerini gerçekleştirmek hem de şehrini korumak için büyük bir mücadele vermek zorundadır.

Tiana adında muhteşem bir prenses, bir gün eski haline dönmek için çabalayan bir kurbağa prense yardım etmeye karar verir. Prensi öperek onu yeniden yakışıklı bir insana dönüştürmeyi başaran prenses, bu iyiliği yapmaktan son derece memnun olsa da, kısa bir süre sonra beklemediği sonuçlarla yüzleşmek zorunda kalacaktır. Başlangıçta birbirleriyle uyum sağlamakta zorlanan bu ikili, zamanla birbirlerine aşık olacak ve sonunda mutlu bir hayata adım atacaklardır.

Tertemiz bir kalbe sahip olan, güzellikleriyle göz kamaştıran Külkedisi, bir gün çok sevdiği annesini kaybettiğinde derin bir acı yaşar. Annesinin vefatının ardından, istemeden de olsa babasının acımasız bir kadınla evlenmesiyle birlikte, Külkedisi'nin hayatı daha da zorlaşır. Artık, kötü niyetli üvey annesi Lady Tremaine ve onun kıskanç, zalim iki kızı olan Anastasia ve Drizella ile birlikte yaşamak zorundadır. Bir gün, kralın düzenleyeceği muhteşem bir baloya katılma hayali kuran Külkedisi, ne yazık ki üvey annesi tarafından bu hayalinden mahrum bırakılır. Ancak o gece, beklenmedik bir şekilde büyülü bir olayla karşılaşacak ve hayatı tamamen değişecektir.

Kuzey Kutbu'nun kötü niyetli hükümdarı, son zamanlarda bölgedeki tüm soğuk havayı insanlığın üzerine salarak onların sonunu getirmeyi planlamaktadır. Bir gün, gelecekte kendisini Vegard adındaki bir cam ustasının tehlikeye atacağını öğrenen kraliçe, Vegard ve eşi Una'yı yakalamayı başarır. Ancak, çocukları Kai ve Gerda'yı ele geçiremez. Kısa bir süre sonra, Kai'nin babasının yeteneklerini miras aldığını düşünen kraliçe, onu da tutsak etmeyi başarır. Artık, ailenin küçük kızı Gerda'nın görevi, annesini, babasını ve kardeşini kurtarmaktır. Kuzey Kutbu'nun karanlık ve soğuk atmosferinde, kraliçenin planları giderek daha da tehlikeli bir hal alırken, Gerda cesaretini toplar. Ailesini kurtarmak için elinden geleni yapmaya kararlıdır. Gerda, zorlu bir yolculuğa çıkarken, karşısına çıkan engelleri aşmak ve ailesinin peşinden gitmek için tüm gücünü kullanacaktır. Bu süreçte, Gerda'nın cesareti ve kararlılığı, onu bekleyen tehlikeleri göğüslemesine yardımcı olacaktır. Gerda'nın macerası, sadece ailesini kurtarma çabası değil, aynı zamanda kendi içsel gücünü keşfetme yolculuğudur. Yolda karşılaştığı dostlar ve düşmanlar, ona hayatın ne kadar karmaşık ve zorlu olabileceğini gösterirken, aynı zamanda sevgi ve dayanışmanın gücünü de hatırlatacaktır. Gerda, ailesini kurtarmak için çıktığı bu yolda, kendisini ve değerlerini bulma fırsatı yakalayacaktır.

Güzeller güzeli Ariel’in en büyük arzusu, bir gün hayallerini süsleyen prensiyle tanışmaktır. Bu hayalini gerçekleştirmek için her türlü fedakarlığı yapmaya hazır olan Ariel, bir gün kötü niyetli deniz büyücüsü Ursula ile karşılaşır. Bu karşılaşmanın ardından, insan dünyasına adım atabilmek için sesi karşılığında bir çift bacağa sahip olmayı kabul eden Ariel, hayallerine kavuşmuş ve prens Eric ile tanışma fırsatı bulmuştur. Ancak kısa bir süre sonra yaptığı anlaşmanın sonuçlarıyla yüzleşmek zorunda kalacak ve kendisini zorlu durumların içinde bulacaktır.

Küçük bir kız, doğduğu yerin sınırları içinde büyüdüğünde, geleceğinin pek de parlak olmayacağı düşünülüyordu. Ancak bir gün, daha iyi bir yaşam umuduyla bir krallığa evlatlık olarak verildi. Alise adındaki bu küçük kız, ileride krallığın prensesi olma şansını elde etmişti. Fakat bir gün, nasıl olduğu belirsiz bir şekilde ortadan kayboldu. Alise’nin kaybolduğu haberi krallıkta hızla yayıldı ve herkes bu küçük prensesin izini sürmek için harekete geçti. Kral, ormandaki dostlarından da yardım talep etti. Peki, tüm bu çabaların ardından prenses Alise, tekrar krallığa dönecek mi?

Geçimini bambu ağaçları satarak sağlayan yaşlı bir adam, bir gün bulduğu sıradışı bir bambunun içinde beklenmedik bir şeyle karşılaşır. Bu bambunun içinden, yalnızca bir parmak boyutunda olan Kaguya adında bir prenses çıkar. Yaşlı adam, gördüklerine inanamazken, kısa bir süre sonra Kaguya’ya bakmaya karar verir. Zamanla onu büyütür ve Kaguya, evlenme çağına ulaşır. Ancak Prenses Kaguya ile evlenmek isteyen birçok aday, ona arzuladığı şeyi bir türlü sunamaz. Her biri, Kaguya’nın kalbini kazanmak için çaba gösterse de, hiçbiri onun beklentilerini karşılayamaz. Nihayetinde, yeni bir aday ortaya çıkana kadar bu durum devam eder.

Efsanevi Polinezya dünyasında, Maui adında bir yarı tanrı, Ana Ada olarak bilinen Te Fiti’nin kalbini çalmış ve bu eylemi sonucunda adanın lanetlenmesine yol açmıştır. Bu lanet, ada halkının balık tutmasını engellemiş ve ektikleri ürünlerin çürüyüp gitmesine neden olmuştur. Ada halkı, bu duruma bir çözüm bulmaya çalışırken, adayı eski haline döndürebilmenin tek yolunun Maui’yi bulmak olduğuna karar verir. Maui’yi bulup, çaldığı kalbi tekrar yerine koyması için gereken cesareti gösterecek kişi, adanın şefinin küçük kızı Moana olacaktır. Moana, halkını kurtarmak için bu zorlu görevi üstlenir ve Maui’nin peşine düşer. Onun bu yolculuğu, hem kendi kimliğini bulma hem de adanın kaderini değiştirme mücadelesi olacaktır.