En İyi Köpek Filmleri

Uzak bir gelecekte, Japonya'nın Megasaki şehrinde köpek nüfusu hızla artış göstermektedir. Bu durum, şehir sakinleri için giderek daha fazla rahatsızlık yaratmaya başlamıştır. İnsanlar, köpeklerin şehirden uzaklaştırılmasını talep etmeye başlar. Ardından, köpek gribi adı verilen bir hastalık ortaya çıkar ve hızla yayılmaya başlar. Artan köpek sayısı, bu hastalığın daha da hızlı bir şekilde yayılmasına zemin hazırlar. Megasaki'nin sakinleri, köpeklerden uzak durarak bu virüsten korunmaya çalışır. Bir süre sonra, köpeklerin karantina altına alınmasına karar verilir. Ancak bu önlem de etkili olmayınca, Megasaki şehir yetkilileri köpekleri tamamen bir adaya sürgün etmeye karar verir. Tüm köpekler toplanarak, çöplerle dolu olan bu adaya gönderilir. Bu köpekler arasında Atari’nin koruma köpeği Spots da bulunmaktadır. Atari, Spots’u bulmak için cesurca adaya gitmeye karar verir.

Lucas, bir hayvan kurtarma gönüllüsü olarak görev yapmaktadır. Yaşadığı bölgede, insanların uğramadığı terkedilmiş binalarda sokak köpekleri barınmaktadır. Ancak bu binaların sahibi, köpeklerin burada yaşamalarını istememekte ve onları buralardan uzaklaştırmak için binaları yıkmayı planlamaktadır. Lucas, köpeklerin hayatta kalabilmesi için elinden gelen tüm çabayı gösterecektir. Bir gün, binaya gittiğinde Bella adında sevimli bir köpekle karşılaşır. Lucas, Bella’yı yanına alarak sahiplenir. Ancak bina sahibi, Lucas’ın Bella’yı sahiplendiğini öğrendiğinde öfkelenir ve Bella’yı barınağa göndermek için bir görevli tutar. Lucas, başlangıçta bu görevlinin bir şey yapabileceğinden şüphe duysa da, görevli amacına ulaşmayı başarır. Sonuç olarak, Bella barınağa gönderilir. Lucas, Bella’yı kurtarmak için harekete geçmezse, Bella’ya ötenazi uygulanma riski bulunmaktadır.

1950 yılında, talihsiz bir köpek yavrusu dünyaya gelir. Ne yapacağını bilmeyen bu yavru, iki hafta sonra ötenazi ile hayata veda eder. Ancak, bu köpek tam 11 yıl sonra reenkarnasyon geçirerek yeniden dünyaya gelir. Bu sefer, golden retriever cinsinde bir bedende hayat bulur. İki temizlik görevlisi, bu köpeği bulur ve onu satmayı düşünür. Temizlik görevlileri yemek molası vermek için ayrıldıklarında, köpek kamyonetlerinin arkasında yalnız kalır. O, kendisini sevecek ve ona sadık kalacak bir sahip arayışındadır. Ethan ve annesi, kamyonetin arkasında terkedilmiş köpeği keşfeder ve onu sahiplenmeye karar verirler. Bu karar, talihsiz köpek yavrusu için yeni ve heyecan dolu bir maceranın başlangıcını simgeler. Artık, sevgi dolu bir aileye katılan köpek, hayatının bu yeni döneminde mutluluğu ve dostluğu keşfedecektir.

Henri Mohen, ellili yaşlarının başında olan bir adamdır. Gençliğinde birçok başarıya imza atan Henri, bir yazar olarak hayatını kaleme aldığı eserlerle sürdürmüştür. Ancak zamanla, eski başarılarının gölgesinde kalmaya başlamış ve yazma yeteneğinin azaldığını hissetmiştir. En son büyük başarısını 25 yıl önce elde eden Henri, artık yazılarında aynı derinliği ve güzelliği yakalayamadığını fark eder. Toksik ve anlayışsız bir aile ile başa çıkmaya çalışan Henri, birikmiş borçlarının getirdiği stresle de mücadele ederek mutsuz bir yaşam sürmektedir. Elli yaşlarının ortalarına yaklaşan Henri, ne yapacağına dair bir belirsizlik içindedir. Bir gün, Henri’nin evine gizlice giren bir dostunun varlığını keşfeder. Bu dost, huysuz, kötü kokan ve gri tüyleriyle dikkat çeken büyük bir köpektir. Henri, bu beklenmedik misafirle bir dostluk kurmaya başlayacaktır. Bu yeni arkadaşlık, Henri’nin hayatında beklenmedik bir değişim yaratacak ve ona farklı bir bakış açısı sunacaktır.

Emily, zeki ve başarılı bir altıncı sınıf öğrencisidir. Ancak, okulda karşılaştığı zorbalıklar onun en büyük sorunu haline gelmiştir. Emily’nin annesi Maggie, bir avukat olarak, kızının yaşadığı bu olumsuzlukları kabullenmekte zorlanmaktadır. Maggie, bir dava nedeniyle şehir dışına çıkmak zorunda kalır ve bu süre zarfında Emily’ye bakacak birini bulmak için çabalar. Fakat, uygun birini bulamayınca, Emily’nin amcası Casey’den yardım istemek zorunda kalır. Emily, Casey’nin kendisine bakmasını istemediğini annesine sıkça belirtmiş olsa da, Maggie başka bir seçenek bulamamıştır. Casey, düzensiz ve sorumsuz bir karaktere sahiptir. Bir gün, okuldan sonra Emily ve Casey, bir hayvan çadırı ile karşılaşırlar ve içeri girmeye karar verirler. Burada, Emily, küçük ve kıpkırmızı bir köpek bulur. Onu sahiplenmek ve bakımını üstlenmek için büyük bir istek duyar.

Hachi, sevimliliği ve uyumlu tavırlarıyla dikkat çeken, ancak talihsizliklerle dolu bir köpek yavrusudur. Bir gün, tren istasyonunda kaybolan Hachi, ne yapacağını bilemez bir halde kalır. Bir süre istasyonda bekledikten sonra, onu çok sevecek yeni bir sahibiyle tanışma şansı bulacaktır. Parker Wilson, bir akademisyendir. Seyahat etmek üzere tren istasyonuna geldiğinde, talihsiz köpek yavrusu Hachi ile karşılaşır. Parker Wilson, Hachi’yi ilk gördüğü andan itibaren ona sahip olma arzusuyla dolup taşar. Artık Hachi’nin yeni sahibi, Parker Wilson adında bir profesördür. İkili, derin bir dostluk kurarak birlikte yaşamaya başlar. Ancak Hachi için işler yine kötüye gitmeye başlar. Parker Wilson, beklenmedik bir şekilde hayatını kaybeder ve Hachi yalnız kalır.

1998 yılında, Thomas adında bir kamyon şoförü, heykeller taşıyan bir araçla yola çıkmıştır. Thomas, yükünü teslim etmek üzere gittiği kasabada, ünlü İngiliz kâşif William Dampier’in heykelini bırakır. Dampier, Avustralya’yı ilk keşfeden kişi olarak bilinir. Heykeli teslim ettikten sonra, Thomas bir mola vermeye karar verir. Gecenin ilerleyen saatlerinde, Avustralya’nın Dampier bölgesinde bir bara gitmek ister. Amacı, biraz dinlenmek ve ardından yola devam etmektir. Bara girdiğinde, Thomas ilginç bir manzarayla karşılaşır. Bir grup adam toplanmış ve aralarından biri silahını doğrultmuştur. Thomas, burada bir cinayet işlenmek üzere olduğunu düşünerek hızlıca adamların yanına doğru ilerler. Ancak, silahın doğrultulduğu şeyin hasta ve zayıf bir köpek olduğunu görünce duraksar. Bu köpek, Red Dog adında bir hayvandır ve sahibini aramaktadır.