Fantastik filmler, sinemaseverlere son derece etkileyici bir hikaye sunmanın yanı sıra, alışılmışın dışında görsel efektlerle de dikkat çekmeyi başaran bir türdür. Bu filmler, birçok izleyici için en keyifli deneyimlerden biri olma özelliğini taşır. Fantastik unsurların yoğun olarak kullanıldığı bu yapımlar, izleyicilerin hayal gücünü harekete geçirerek onları bambaşka dünyalara götürür.
Bu türdeki filmlerin en dikkat çekici yönlerinden biri, gerçek hayatta mümkün olmayan olayların işlenmesidir. Bu durum, fantastik filmlerin geniş bir izleyici kitlesi tarafından ilgiyle karşılanmasının temel nedenlerinden biridir. İzleyiciler, sıradan yaşamın ötesine geçerek, hayal güçlerinin sınırlarını zorlayan hikayelerle buluşmayı arzu ederler.
Bazen sinemaseverlerin dikkatini çekmeyi başaran, bazen de alışılmadık ve son derece özgün hikayeleriyle öne çıkan fantastik türdeki filmler, sinema dünyasında en keyifli film izle türleri arasında yer alıyor. Fantastik filmlerin çoğu izleyicilere büyük bir zevk sunsa da, bazıları gerçekten de başyapıt olarak nitelendirilmeyi hak ediyor.
Şimdiye kadar pek çok iyi ve kötü fantastik filmle karşılaşan sinema dünyasında, bazı yapımlar sinema tarihine altın harflerle kazınmayı başarmıştır. Kalitesiz ve vasat filmleri izlemek ne kadar can sıkıcıysa, kaliteli fantastik filmleri izlemek de bir o kadar keyif vericidir.
Fantastik filmleri değerli kılan unsurların başında, kuşkusuz hikayenin yaratıcılığı gelmektedir. Sürükleyici bir hikaye, etkileyici görsel efektler ve başarılı oyunculuklar bir araya geldiğinde, fantastik filmler gerçekten de izlenmesi son derece keyifli bir deneyim sunar. İşte en çok ilgi gören fantastik filmler …
Genç bir kadın olan Clara, Sao Paulo’da yalnız başına yaşamaktadır. Hemşirelik mesleğiyle hayatını sürdüren Clara, bir gün beklenmedik bir iş teklifi alır. Hamile bir kadından, doğacak çocuğuna bakıcılık yapması için bir teklif gelir ve Clara bu teklifi kabul eder. Bu karar, onun hayatında yeni bir dönemin başlangıcını simgeler.
Clara, hamile kadınla birlikte geçirdiği zamanla birlikte aralarındaki bağ giderek güçlenir. İkili, zamanla daha samimi bir ilişki kurar ve birbirlerinin hayatlarına daha fazla dahil olurlar. Ancak bir gün, beklenmedik bir olay yaşanır ve bu durum, her iki kadının da gelecekteki planlarını gözden geçirmelerine neden olur.
Yaşanan bu olay, Clara ve hamile kadın için yeni bir dönüm noktası olur. İkisi de hayatlarının yönünü değiştirmek zorunda kalacak ve bu süreçte birbirlerine destek olmanın yollarını arayacaklardır.
Dünyada ölüm düzenini yöneten üç ölüm meleği, bir gün hayatını kaybeden Soo-Hong isimli bir adamın davasına katılmak üzere hazırlık yapmaktadırlar. Dava günü yaklaşırken, Evin Meleği ile karşılaşmaları, bu üç ölüm meleği için her şeyi köklü bir şekilde değiştirecektir. Evin Meleği, onları tam 1000 yıl öncesine götürdüğünde, geçmişe dair bazı anıların gün yüzüne çıkmasıyla birlikte, bu üç ölüm meleği geçmiş ve gelecek arasında yolculuk yapmaya başlayacak; bu süreçte Evin Meleği, aralarındaki sıradışı bağı inceleyecektir.
Bu beklenmedik yolculuk, ölüm meleği olan karakterlerin geçmişteki olaylarla yüzleşmelerine ve kendi kimliklerini sorgulamalarına neden olacaktır. Soo-Hong’un davası, sadece onun hayatını değil, aynı zamanda bu üç meleğin de kaderini etkileyecek bir dizi olayı tetikleyecektir. Evin Meleği’nin rehberliğinde, geçmişin sırları açığa çıkarken, ölüm meleği olan bu varlıklar, insanlık tarihinin derinliklerine inmeye başlayacaklardır.
Zaman yolculuğu sırasında, her bir ölüm meleği kendi geçmişiyle yüzleşirken, Evin Meleği de onların arasındaki karmaşık ilişkileri anlamaya çalışacaktır. Bu süreç, sadece geçmişle ilgili anıların değil, aynı zamanda gelecekteki olasılıkların da sorgulanmasına yol açacaktır. Soo-Hong’un davası, bu üç ölüm meleğinin hayatlarını ve görevlerini sorgulamalarına neden olacak, onları beklenmedik bir şekilde dönüştürecektir.
Bay Hiçkimse, dışarıdan bakıldığında sıradan bir genç gibi görünen bir adamdır; ancak onun gerçekteki durumu çok daha karmaşıktır. 2092 yılında yaşayan Nemo, aslında 117 yaşındadır. Dünyada kalan son ölümlü olarak, hayatının sonuna yaklaşmaktadır. Ölüm döşeğinde yatan Nemo, bu süreçte beklenmedik bir olayla karşılaşır. Gençlik yıllarına ait bir anı, zihninde aniden canlanır. Kendini bir peronda bulur ve kısa bir süre sonra hareket edecek olan trene, ya annesiyle binecek ya da babasıyla kalma kararı vermek zorundadır.
Genç bir adam olan Danny, çocukluğunda son derece zorlu deneyimler yaşamıştır. Geçmişteki travmalarının izlerini hala taşıyan Danny, günümüzde bu acılardan kaçmak için alkol bağımlılığına sığınmıştır. Ancak bir gün, bu duruma son verme kararı alarak New Hampshire kasabasında bir destek grubuna katılmaya karar verir. Bu grupta bulduğu destekle birlikte, sahip olduğu özel yetenekleri sayesinde ölmekte olan insanlara huzur vermek amacıyla bakım evlerini ziyaret etmeye başlar.
Danny’nin hayatı, bir gün kendisi gibi özel yeteneklere sahip olan Abra adında bir kızla tanıştığında köklü bir değişim geçirir. Abra ile olan bu karşılaşma, Danny’nin içsel yolculuğunda yeni bir dönüm noktası olacaktır.
1799 yılında, küçük ve tenha bir yerleşim yerinde; son günlerde oldukça gizemli olaylar yaşanmaktadır. İnsanların son zamanlarda esrarengiz bir şekilde hayatlarını kaybetmesi üzerine, kasaba halkı bu cinayetlerin yıllar önce trajik bir şekilde ölen bir süvarinin ruhunun eseri olduğuna inanmaktadır. Bu durumun ardından, cinayetleri araştırmak üzere Ichabod Crane adında bir polis müfettişi, New York’tan bu kasabaya doğru yola çıkar.
Başlangıçta kasaba halkının efsanelerine pek itibar etmeyen Crane, Katrina Van Tassel ile birlikte yürüttüğü araştırmalar sonucunda son derece korkutucu bir gerçekle yüzleşmek zorunda kalacaktır. Bu süreçte, kasabanın karanlık geçmişi ve gizemli olayların ardındaki sır perdesi yavaş yavaş aralanmaya başlayacaktır.
Karen Eiffel, üzerinde tam on yıl boyunca titizlikle çalıştığı kitabını nihayet baskıya göndermeye hazırdır. Ancak, bu süreçte her şeyin kusursuz olmasını arzulayan yazar, kitabının ana karakteri Harold Dick’in nasıl bir sonla karşılaşacağını belirlemek için çabalarını sürdürmektedir. Karen, bu aşamada her şeyi tamamlamış görünse de, bilmediği bir gerçek vardır: Yazdığı her şey, gerçek hayatta var olan Harold isimli adamın da başına gelmektedir.
Harold, kendi kaderini değiştirmek için elinden geleni yapmalıdır. Karen’in kalemiyle şekillenen hikaye, onun yaşamını tehdit eden bir durum haline gelmiştir. Şimdi Harold, bu yazgıyı tersine çevirmek ve kendi ölümünü önlemek için mücadele etmek zorundadır.
8 yaşındaki bir çocuk olan John, yalnızlık içinde geçen bir Noel gecesinde, neredeyse imkansız bir dilek tutar. En sevdiği oyuncak ayısı Ted’in canlanmasını ve sonsuza dek onun en yakın arkadaşı olmasını isteyen John, sabah uyandığında karşılaştığı manzara karşısında büyük bir şaşkınlık yaşar. Küçük yaşlarda Ted ile oynamaktan büyük mutluluk duyan John’un hayatı, 20 yıl sonra bambaşka bir hal alacaktır. Artık 30 yaşında bir adam olan John, hala oyuncak ayısıyla birlikte yaşamaktadır…
Altı yaşındaki sevimli bir çocuk olan Hushpuppy, babasıyla birlikte New Orleans'ta, yoksul insanlardan oluşan Bathtup adındaki bir toplulukta yaşamaktadır. Maddi sıkıntılar içinde olsalar da Hushpuppy, hayatın tadını çıkararak mutlu bir şekilde büyümektedir. Ancak bir gün, babası Wink’in gizemli bir hastalığa yakalandığını fark eder. Kimsenin tam olarak ne olduğunu anlayamadığı bu hastalık, aslında daha önce hiç görülmemiş bir durumdur ve kıyametin yaklaşmakta olduğunun habercisidir. Çünkü tarih öncesi dönemlerde yaşamış olan "Auroch" adındaki antik bir ordu, mezarlarından uyanarak dünyanın sonunu getirmek için yola çıkmaktadır.
Cesar, her zamanki gibi işe gitmek üzere sabahın ilk ışıklarıyla uyanır. Heybetli malikanesinden ayrılarak beyaz limuzinine yönelir. Etrafında bir dizi koruma ile çevrili olan Cesar’a, zarif şoförü Celine kapıyı açar. Yolculukları sırasında, o günkü randevularını tartışırken, Cesar için her şey sıradan görünse de, aslında durum hiç de öyle değildir. Limuzinde, eline yaşlı bir kadına ait peruğu alıp onunla oynamaya başlayan Cesar’ı, o andan itibaren birbirini izleyen son derece tuhaf olaylar beklemektedir.
Sung Min ve Soo Rin’in de aralarında bulunduğu bir grup çocuk, bir gün yakınlardaki bir dağa gitmeye karar verir. Bu dört çocuğun dağda bulunma amacı, orada yer alan yasaklı bölgeyi keşfetmektir. Kısa bir süre önce bu yasaklı alanda planlanan bir patlama hakkında bilgi edinmiş olan çocuklar, bunun heyecan verici bir macera olacağını düşünmektedirler. Ancak, olaylar beklenmedik bir şekilde gelişecektir.
Çocukların dağa gitmelerinin üzerinden bir gün geçtikten sonra, gruptan yalnızca Soo Rin geri dönmüştür. Günler geçtikçe, Sung Min de geri dönecek, fakat artık eski halinden eser kalmayacaktır.