Korku filmi denildiğinde, sinemaseverlerin aklında genellikle doğaüstü olaylar veya bir katliam sahneleri canlanır. Ancak, korku filmlerinin en belirgin özelliği, izleyicilerini etkileyerek korkutma yetenekleridir.
Korku sinemasının temel amacı, izleyicinin kalp atışlarını hızlandırmak ve gerilim dolu anlar yaşatmaktır. Bu tür filmler, izleyicinin duygusal tepkilerini tetikleyerek, onları ekran başında gergin bir bekleyişe sürükler. Korkunun farklı biçimleri, her izleyici için farklı deneyimler sunar ve bu da korku filmlerinin çeşitliliğini artırır.
Şimdiye kadar beyazperdede yer alan yüzlerce korku filmi arasında, adını gerçekten hak edenlerin yanı sıra, izleyicileri en azından bir nebze heyecanlandırmayan yapımlar da mevcut. Neden yapıldıkları anlaşılamayan ve siz değerli okuyucularımızın kesinlikle kaçınması gereken bu tür filmlerin dışında, bazı korku yapımları vardır ki, her korku tutkununun en az bir kez göz atması gereken eserler arasında yer alır.
Bazen beklenmedik bir sahneyle, bazen de derin bir konu ile sinemaseverlere büyük bir gerilim sunan bu korku filmleri; hikâyeden bağımsız olarak, neyi ele alırlarsa alsınlar, izleyicilere son derece etkili bir şekilde hissettiklerini aktarabilmektedir. Zira bu yapımlar, izleyicileri korkunun ötesine taşıyarak, onlara gerçekten unutulmaz anlar yaşatmayı başarmaktadır.
Aklınızı başınızdan alabilecek anlara tanıklık edeceğiniz bu tür filmleri izlemek, herkesin tercihi olmasa da, her korku meraklısının en az bir kez deneyimlemesi gereken bir durumdur. Çünkü artan heyecan ve gerilimle birlikte, her anında sinemaseverlere farklı bir korku deneyimi sunmayı başaran bu filmler, gerçekten de izleyicilerinin aklını başından alabilir.
Genç bir çift, huzurlu bir yaşam sürmek amacıyla yeni bir eve taşınır. Ancak, bebekleri için yardıma ihtiyaç duyduklarında, bir dadı tutmaya karar verirler. Fakat oğulları Egor, bu yeni bakıcıyı pek sevmez ve kadında bir gariplik olduğunu düşünmeye başlar. Günler geçtikçe, Egor sürekli olarak bakıcının etrafında dolaşır ve onunla ilgili şüphelerini artırır.
Bir gün, Egor okuldan döndüğünde evde ne bakıcıyı ne de bebeği bulamaz. Ancak bu durumun yanı sıra, Egor'un annesi ve babası, bir kız çocukları olduğunu bile hatırlamamaktadır. Bu durum, Egor'un kafasında daha fazla soru işareti oluşturur ve her şeyin ardındaki gerçeği keşfetme arayışına girer.
Bir grup tarih tutkunu, yaz tatillerini değerlendirmek amacıyla tarihi bir öneme sahip eski bir okulu ziyaret etmeye karar verir. Ancak, burada yaşanan gizemli olaylar peş peşe ortaya çıkmaya başlar. Geçmişte bu okulda yaşanan korkunç olayları öğrenen ve kalıntılarını gören gençler için her şey daha da karmaşık hale gelir. Kısa bir süre içinde, eski bir kitapta okudukları söylentileri ve olayları bizzat yaşamaya başlarlar; bu durum, akıl sağlıklarını korumalarını oldukça zorlaştırır.
Bu beş genci bir araya getiren tarih sevgisi ve macera arzusu, daha önce Japon İmparatorluk Ordusu tarafından işgal edilen bu okuldan kaçmalarına yardımcı olabilecek mi? Geçmişin izleriyle dolu bu mekanda, gençler hem kendi içsel mücadeleleriyle hem de dışsal tehditlerle yüzleşmek zorunda kalacaklardır.
Mila, ihtiyaç sahiplerine yardım ederek hayatını sürdüren bir genç kadındır. Bir gün, karşısına çıkan bir iş teklifi onu tereddütte bırakmaz. Bu teklife göre, Mila, bakıma muhtaç bir bireyin evinde kalacak ve ona gerekli olan bakımı sağlayacaktır. Her zaman yaşlılara ve yoksullara destek olma inancıyla hareket eden Mila, bu teklifi kabul eder. İşi üstlenir ve ilgilenmesi gereken Sulastri'nin evine doğru yola çıkar.
Mila, Sulastri'ye bakmak üzere eve vardığında, başına geleceklerden habersizdir. Ancak, eve girdiğinde onu bekleyen korkutucu bir sürprizle karşılaşır. Sulastri'ye bakmak için geldiğinde, kadının çoktan hayatını kaybettiğini öğrenir.
Amelia adında bir kız, aniden ve iz bırakmadan kaybolur. Altı yıl sonra, ormanda çıplak ayakla koşan ve bir aracın çarpması sonucu bayılan başka bir kız ortaya çıkar. Dr. Sylvia, hastanede bu küçük kızı hayata döndürmeyi başarır ve onu, daha önce kaybettiği kızı Amelia'nın yerine koyar. Aile bulunana kadar, kocasından izin alarak bu küçük kıza evinde bakmaya karar veren Sylvia, sonunda onu kendi evine getirir. Başlangıçta her şey yolunda gibi görünse de, Sylvia tuhaf ve hatta korkutucu gerçeklerle ve benzerliklerle karşılaşmaya başlar. Kısa süre içinde, gerçekte olanları anlamaya başlar ve büyük bir mücadele vermek zorunda kalır.
Rini, nihayet huzur bulmak istediği köye geri dönmeyi başarsa da, kasabaya döndüğünde eski arazinin üzerine inşa edilmiş bir cami ile karşılaşır. Herkesin o camide ibadet etmek istediğini öğrenen Rini, yakın zamanda kocasını kaybetmiş ve oğlu ile barışmak amacıyla buraya gelmiştir. Ancak, çok geçmeden Makmum'un varlığını yeniden hissetmeye başlar ve olaylar hızla gelişir.
Makmum, Rini'nin karşısına tekrar çıkarak onu korku dolu bir duruma sürüklemeye başlar. Bu durum, Rini'nin inancını zayıflatırken, Makmum'un saldırıları karşısında her geçen gün daha da güçsüzleşmesine neden olur. Kendi başına yola çıkan Rini, aslında kabuslarının başlangıcını yaşadığının farkında bile değildir.
Betriek, Kuzey Hollanda'daki bir bataklığın kıyısında sakin bir yaşam sürerken, başına geleceklerden habersizdir. Bir gece, sıradan bir akşam geçirirken, aniden tanımadığı bir yabancı tarafından kendisi ve ailesine saldırı düzenlenir. Bu beklenmedik olay, her şeyin korkunç bir hal almasına neden olur.
Yaşananların ardından Betriek, olayların nedenini anlamak için bir araştırma sürecine girer. Ancak bu yolda ilerlerken, başına geleceklerden habersizdir. Olayların gerçek yüzünü araştırdıkça, eski bir yaratığın onları izlediğine dair bir inanç geliştirmeye başlar ve bu durum, olayların seyrini değiştirir.
Korku dolu bir atmosferde geçen bu film, Megan adındaki bir kadının yaşadığı zorlukları konu alıyor. Megan, madde bağımlılığı ile mücadele eden bir birey olarak, bu sorununun etkisiyle polislik mesleğinden ayrılmak zorunda kalmıştır. Gece yarısı vardiyasında bir hastanede işe başlayan Megan, başına geleceklerden habersizdir.
Megan, çalıştığı sırada dikkatini çeken vahşice öldürülmüş bir kadının cesedi ile karşılaşır. Bu olay, Megan’ın hayatında beklenmedik bir dönüm noktası olacaktır. Ceset, dışarıdan bakıldığında sıradan görünse de, aslında normalden çok uzaktır ve Megan, bu durumu deneyimleyerek derin bir gerilim yaşayacaktır.
Bu etkileyici korku filminde, küçük bir kız nehirde boğulma tehlikesi geçirir ve bu trajik olay, zincirleme bir dizi korkunç durumu tetikler. Kızın cesedi, yakınlardaki bir köyün kıyısında bulunduğunda, ailesi derin bir acı içindedir. Olayların ardından, kızın amcası cenazeyi almak üzere köye doğru yola çıkar; ancak köyden ayrılırken, kızın hayatta olduğunu görmesiyle büyük bir şok yaşar ve hemen kızı alıp evine götürmek için harekete geçer.
Fakat, yaşananların ardında yatan gerçekler çok daha karmaşıktır. Korkunç olaylar, küçük kızın bedeninin bir iblis tarafından ele geçirildiğini ortaya koyduğunda, şimdi bu iblisi yok etme mücadelesi vermeleri gerekecektir. Aile, hem kızlarını kurtarmak hem de karanlık güçlerle yüzleşmek zorunda kalır.
Bir anne ve iki kızı, insanları kandırarak sahte Ouija seansları düzenleyip para kazanma peşindedirler. Bu süreçte, yaptıkları işin bir aldatmaca olduğunu bilmeden, kendi yöntemleriyle insanları ikna etme yeteneklerini kullanmaktadırlar. Ancak, bir gün yeni aldıkları Ouija tahtası, gerçek bir ruhun kızlarından birine musallat olmasına neden olunca, işler beklenmedik ve korkutucu bir hal alır.
Korku içinde kıvranan bir kadın ve anne, yaşananların üstesinden gelmeye çalışırken, karşılaştıkları olaylar onları derin bir belirsizliğe sürükler. Gerçek ve sahte arasındaki ince çizgide yürümek zorunda kalan bu aile, ruhsal bir tehditle yüzleşmek zorunda kalır. Olayların gelişimi, hem onların hem de çevrelerindeki insanların hayatlarını altüst eder.
