Sharks of the Corn
2021 Film Bilgileri
Tim Ritter’ın yazıp yönettiği, başrolünde Steve Guynn’ın yer aldığı ve Casey Miracle, Al Nicolosi, Shannon Stockin, Ford Windstar gibi yetenekli oyuncuların da yer aldığı korku filmi Sharks of the Corn, sadece bir korku filmi olmanın ötesine geçiyor. Usta oyuncu kadrosu, özgün senaryosu ve dikkatle hazırlanmış koreografisiyle gerilim ve gizem dolu bir deneyim sunuyor. Bu filmi Türkçe altyazılı veya Türkçe dublaj seçenekleriyle izleyebilir, ayrıca 4K kalitesinde seyretme imkanı bulabilirsiniz.
Filmde, Büyük Beyaz Köpekbalıkları’nın ilahiliğine ve insanların evrim geçireceğine inanan bir tarikat üyesi olan Teddy Bo Lucas’ın hikayesi anlatılıyor. Bu adam ve tarikatın diğer üyeleri, insanların yeniden dirileceğine ve evrimleşeceğine dair inançları nedeniyle birçok insanı acımasızca katletmeye başlarlar. Druid Hills, Kentucky bölgesindeki mısır tarlalarını kendilerine bir sığınak olarak seçen bu sapkın tarikat, öldürdükleri insanları bu tarlalara gömerek büyük bir höyük oluştururlar. Bu durum, bölgedeki dedikoduların yayılmasına ve mafya ile yeraltı dünyasının dikkatini çekmesine neden olur; hatta CIA bile olaya dahil olur.
Her şey, Teddy’nin tarikatının bazı üyelerinin mısır çiftliğinin sahibi Harry Grossman’in, bölge halkı tarafından tanınan ve sevilen kız arkadaşı Susan’ı öldürmesiyle başlar. Zaten polisle sorunlu bir ilişkisi olan Harry, bu cinayet nedeniyle suçlanır. Çiftlik sahibinin gazeteci olan kardeşi Jonathan Gottlieb, hem ağabeyini kurtarmak hem de gazeteci kimliğiyle olayın gerçek yüzünü öğrenip özgün bir haber yapmak için harekete geçer. Ayrıca, Teddy Bo Lucas’ın öldürdüğü kızlardan biri de, olaylara karışan polis memurlarından Rosenberg’in kız kardeşidir.
Teddy Bo Lucas, Tanrıçasına ulaşabilecek mi? Çiftlik sahibi Harry Grossman’in polisle olan sorunları neden bu kadar karmaşık? Jonathan Gottlieb’in bu davaya bu denli ilgi duymasının arkasındaki gerçek neden ne? Mafyanın peşinde olduğu şeyin sırrı ne? Teddy Bo Lucas, tüm bunları gerçekten uyduruyor mu, yoksa vahşetini ve acımasızlığını meşrulaştırmak için bir bahane mi arıyor? Yoksa anlatılanların bir gerçeklik payı var mıydı?